En iyi çocuk kitapları, çocuk-genç edebiyatının altın çağının yaşandığı bu dönemde çocukların gelecekte daha başarılı ve bilinçli bireyler olmasını sağlamaktadır.
Ebeveynler çocuklarının sosyal hayatında ve eğitim hayatında daha başarılı olabilmesinin yöntemlerini ve çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın yollarını arıyorlar.
Çocuklar için kaliteli kitaplar seçmek çok önemlidir. Çünkü çocuklar, bu kitaplar sayesinde günlük hayatta yardımlaşmayı, paylaşmayı, merhametli ve sadık davranışlar sergilemeyi öğrenirler. Kitapların mucizevi etkisiyle bazen baş edilemeyen çocuklar bile bir anda değişebiliyor ve söz dinler hale getirilebiliyor. Bu nedenle çocuklarınıza kitap alırken biraz da seçici davranmanız gerekiyor. Çünkü kitaplar, onun hayatının hangi seyirde gideceğini belirleyen en büyük etkendir.
Çocuklarınız için en iyisini istediğinizin farkında olarak sizin için en iyi ve en yararlı çocuk kitaplarını seçtim. Bu kitaplara geçmeden önce çocuklar için kitap okumanın faydalarından ve çocuklarınız için kitap seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğinden bahsedeceğim.
Konu İçeriği
Kitap okumanın çocuklara faydaları arasında kitap okuyan, öğrenmeyi seven ve kitapların dünyasında gelişmiş olan çocukların hedeflerine ve hayallerine daha hızlı ve daha kolay ulaşabildiğini görebiliyoruz. Kitap okumayan çocukların ise yine yaşamaya devam ettiği fakat hep bir eksiklik hissettiği aşikârdır. Hayatta her şey tecrübe edilerek öğrenilmez, bazen de okuyarak ve gözlemleyerek öğrenilir. Kitap okumak aynı zamanda çocukların gelecek yaşantısında karşılaşacağı durumlara ve kritik seçimlere karşı daha bilinçli ve ne yapması gerektiğini bilen biri olacağını söylemeliyiz.
Ülkemizde çocuklara ve genel nüfusa kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve kitap okumaya teşvik etmek için Sivil Toplum Kuruluşları hiç durmadan çaba harcıyor. Peki, sizin çocuklarınızın kitap okuyup bilinçli bir birey olması için Sivil Toplum Kuruluşları bile bu kadar çaba harcıyorken siz anne ve babaları olarak çocuklarınıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve onları kitap okumaya teşvik etmek için bir çaba harcıyor musunuz?
Bir yerden başlatmak istiyorum fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum diyorsanız, bu yazımda size takip etmeniz gereken adımları göstereceğim, yolu yürümekse çocukların ebeveynleri olarak sizin üzerinize düşen bir görevdir.
Çocuklara kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandırabileceğinize geçmeden önce çocukların okuma alışkanlığına sahip olmalarının onlara nasıl yararları olacağından bahsedelim.
İlginizi Çekebilir: Başarılı Olmanın Yolları: Başarı Maratonunda 40 Altın Kural (tıklayın)
Kitaplar hakkında dikkat çeken en büyük özelliklerden biri, kitapların çocukların hayal dünyasını geliştirmesidir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi renge ya da hangi dile sahip olursa olsun aslında tüm çocuklar kitap okumayı severler. Sadece henüz onlar için alışılmadık bir durum olması nedeniyle ebeveynlerin onları yönlendirmesi gerekir. Onları kitap okumaları için teşvik etmelisiniz çünkü kitap okuyan çocukların hayal gücü gelişir ve hayal gücü gelişmiş olan çocuklar daha yaratıcı olurlar. Hem sosyal, hem akademik ve hem de iş hayatında daha analitik ve pratik olmayı, herhangi bir sorun karşısında gelişmiş hayal güçlerini kullanarak kısa yoldan çözüm üretebilmeyi başarırlar. Bu da onlara hayatları boyunca başarılı olmak için bir kapı açar.
Hayal gücü gelişmemiş insanlar karşılaştıkları sorunlar karşısında ne yapacaklarını bilemezler ve bir yaprak gibi rüzgârın onları savurduğu yere doğru sürüklenmekten kendilerini alamazlar.
İlginizi Çekebilir: Çocuğunuza Sınır Koyma 1 Kitap Özeti [Detaylı İnceleme] (tıklayın)
Kitaplar, gerçek dünya ve hayal dünyası arasındaki en sağlam köprüdür. Bu köprüyü geçebilen çocuklar empati yeteneği kazanırlar ve insanların, duygu, düşünce ve sorunlarına karşı daha hassas olurlar. İnsanları anlayan ve onlara yardımcı olmaktan mutluluk duyan çocuklarınızın sizin en büyük gurur kaynağınız olur. Bunların yanı sıra hayal dünyası gelişmiş olan çocuklar, somut dünyanın gerçeklerinin yanı sıra soyut dünyanın gerçekleri ve soyut olan duyguları da tanırlar.
Ölüm, sağlık, hastalık, her türlü felaketler, fedakarlık, merhamet, ahlaklı olmak, empati kurmak, yaratıcı olmak ve sevgi gibi birçok duygunun tanımını kitaplar sayesinde anlar ve öğrenirler.
“Ne yapsam da çocuğuma bir türlü yazı yazdıramıyorum” diyen ebeveynlerden misiniz? Peki, çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı kazandırmayı denemiş miydiniz? Kitap okuma alışkanlığı kazanan çocuklar hem harfleri daha iyi tanırlar ve hem de onları nasıl bir araya getireceklerini çok iyi öğrenirler. Yazı yazmanın yanı sıra belki de sizin öğretemediğiniz birçok şeyi kitaplar sayesinde öğrenen çocukların gelişiminin ne kadar hızlı olduğu gözle görülür olacaktır. Kısaca bahsetmek gerekirse kitap okumak çocukların yazı yazma beceresini geliştirir.
Kitap okumak çocukların öğrenme sürecini hızlandırır. Örneğin, ben okula ilk başladığımda tüm sınıf arasından ilk okuma ve yazmayı çözen çocuk ben olmuşum. Bunda biraz da öğrenmeye olan açlığımın etkisi olsa da sürekli kitap okuyor olmamın etkisi daha büyüktü.
“Çocuğum daha küçük, büyüdüğünde kendisi okur zaten” diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Ağaç yaşken eğilir sözü vardır ya, işte bu çok doğru. Çocuklarınıza asıl küçük yaştayken kitap okuma alışkanlığını kazandırmalısınız. Çünkü öğrenme sürecini geçtikten sonra kitap okumaya başlamaları yine gelecek hayatında etkili olur fakat geçmiş yıllarının da boşa geçirmesine yol açar.
Kitap okumak, zihni sürekli aktif tuttuğundan çocukların hem sosyal hem de eğitim hayatında öğretilenleri daha iyi kavramalarını sağlar. Bu nedenle de çocuklarınıza erken yaşta kitap okuma alışkanlığı kazandırmanız, onların gelecek hayatında daha başarılı bireyler olmalarını sağlayacaktır.
İlginizi Çekebilir: Bebek ve Çocuk Gelişimi Kitap Önerileri (tıklayın)
Kitap okuyan çocuklar daha güçlü bir hafızaya sahip olur çünkü beyin, okuyarak ve sürekli aktif tutularak güçlenir. Zihin ve hafızanın güçlü olabilmesi için de sürekli aktif olmaları ve gelişmeleri gerekir. Yazı yazmak da hafıza ve zihinle bağlantılıdır. Hafızası ve zihni gelişmiş olan çocuklar okumakta ve yazmakta kitap okuma alışkanlığı olmayan çocuklara göre daha az zorlanırlar. Bu nedenle çocuklarınızın daha iyi okumasını ve daha iyi yazabilmesini istiyorsanız, onlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmalısınız.
Kitap okumak çocukları daha erdemli yapar çünkü çocuk kitabı, her türlü duyguyu ve ahlaki değerleri içinde barındırır. Kitap okuyan çocuklar bu erdemleri öğrenir ve günlük hayatında da diğer insanlara karşı bu öğrendiği erdemli davranışları sergiler. Çocuklar, kitaplardaki karakterleri kendileriyle özleştirme yönelimindedirler. Kitaplardaki karakterlerin sergilediği erdemli davranışları da kendileriyle özleştirirler ve onlar gibi davranmaya başlarlar. Bu da çocukların daha erdemli olmalarını ve gelecek hayatlarında da ahlaki değerleri yüksek bireyler olmalarını sağlar.
Çocuklarınızın erdemli yetişmesini ve ahlaki değerleri sağlam olan bireyler olmasını istiyorsanız onlara doğru kitapları okutarak destek olabilirsiniz.
Çocuklara kitap okutmanın nasıl faydaları olacağından bahsettik. Onlara okuma alışkanlığını nasıl kazandıracağınızı merak ediyorsunuz. Şimdi size çocuklarınıza okuma alışkanlığını nasıl kazandıracağınızdan ve bu süreçte hangi adımları izlemeniz gerektiğinden bahsedeceğim.
İlginizi Çekebilir: Okuduğum Kitapları Unutuyorum (tıklayın)
Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırma sürecinde ebeveynlerin üzerine düşen sorumluluk büyüktür. Henüz kitapların dünyasını tanımıyorlar ve kitap okumak onlar için öğrenilmemiş bir alışkanlıktır. Onlara kitap okumanın mucizevi dünyasını aşılamak ve okuma alışkanlığı kazandırmak için şu yolları izlemelisiniz:
Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmanın en etkili yollarından biri de çocuklara düzenli kitap okumaktır. Özellikle de çocuğunuz henüz okuma ve yazmayı öğrenmemişse, onlara düzenli olarak kitap okuyarak okuma alışkanlığını kazandırabilirsiniz.
Psikolojik açıdan bakıldığında bireylerin bir alışkanlığı kazanma süresi 21 gün olarak belirtilir. Çocuklarınızın hemen birkaç günde okuma alışkanlığı kazanmasını beklemeyin. Bu konuda sabırlı ve iradeli olun fakat kesinlikle baskıcı olmayın. 21 günlük bir zaman dilimi içerisinde zaten çocuğunuz okuma alışkanlığı kazanmaya başlayacaktır.
Çocuklar söyleneni yapmayı değil, yapılanı örnek almaya daha fazla meyillidirler. Çocuğunuza bir şeyi öğretmek, anlatmak ya da okuma alışkanlığı kazandırmak istiyorsanız o şeyleri önce siz yapın. Çocuğunuz yaptıklarınızı gözlemleyip sizi kendine örnek alacak ve sürekli kitap okuduğunuzu gören çocuklar da kitap okumak isteyecek ve kitap okumayı da sevecektir. Bu nedenle çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için çocuklarınıza örnek olun.
Çocuklarınıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için günlük yaşantısında kitaplarla daha fazla iç içe olmalarını sağlamalısınız. Bunu yapmak için de çocuklarınızla okuduğunuz kitaplardan alıntılar yapın ya da bir örnek vererek başlayabilirsiniz. Çocuğun kitabı okuyup okumadığını sormak bu durumda pek mantıklı olmayacaktır. Örneğin, çocuğunuz bir kitap okudu. Günlük hayatta herhangi bir konuyu bu kitaptaki karakterle bağdaştırabilir ve “o karakter olsaydı bu durumda ne yapardı?” tarzında sorular sorabilirsiniz.
Çocuğunuzu günlük yazmaya teşvik edin çünkü yazmak ve okumak birbiriyle direkt olarak bağlantılıdır. Yazmayı seven çocukların okumayı da seveceğini söyleyebilirim. Çocuğunuzun yazdığı günlüğü alıp kitaplıkta diğer kitapların arasına koymanız da onu çok mutlu edecek ve kitap okumaya daha fazla teşvik edecektir.
Çocukların en mutlu oldukları zamanlardan biri de ailesiyle birlikte eğlendiği ve vakit geçirdiği zamanlardır. Onların tam da çok mutlu olduğu bu zamanlarda ailece kitap okuma zamanları oluşturun. Bunun sonucunda çocukların kitapları ve okumayı da sevmesini sağlayabilirsiniz. Ailece hep birlikte düzenli olarak kitap okuduğunuzda çocuğunuza hem okuma alışkanlığı kazandırabilir hem de kitap okumayı sevdirebilirsiniz.
Alışkanlıklar bir süre sonra bir şekilde terk edilebilir fakat sevilen şeyler kolay kolay terk edilmez. Çocuğunuza okuma alışkanlığı kazandırırsanız gelecek yaşantısında karşılaştığı zorluklar, stres, üzüntü ve stres durumlarında bir kaçış yolu da vermiş olursunuz.
Çocuğunuzun okuduklarını ilgiyle dinleyin çünkü çocuklar, ebeveynlerinin dikkatini çekmek için ellerinden geleni yaparlar ve bu çabalarına kitap okumayı eklerseniz sürekli yapmasını ve bir süre sonra kitap okumayı alışkanlık haline getirmesini sağlarsınız.
Çocuklarınıza nasıl okuma alışkanlığını nasıl kazandırabileceğinizden bahsettik. Peki, çocuklarınıza okuma alışkanlığı kazandırdıktan sonra hangi kitapları okutmalısınız. İşte en iyi çocuk kitapları…
İlginizi Çekebilir: Kitap Okumanın Faydaları: Mutlaka Okunması Gereken 40 Kitap Önerisi (tıklayın)
Çocukluk dönemi, gelecek hayatın büyük bir kısmını kaplayan bir dönemdir. Nasıl bir hayat yaşanacağı, nasıl bir karaktere sahip olunacağı ve diğer insanlara karşı ne tür davranışlar sergileneceği çocukluk döneminde okunan kitaplarla ve edinilen alışkanlıklarla birebir bağlantılıdır. Bazı ebeveynler bunun farkındayken birçok ebeveyn henüz farkında değildir.
Bir insanda ortalama 10 milyardan fazla “nöron” adı verilen sinir hücreleri vardır. Bu nöronların uyardığı en önemlileri iletişim, aile ve çevresel iletişimler, bakım, iyi beslenme ve sevgidir. Çocuklarınızın bu yönlerinin iyi gelişmiş olması için düzenli olarak aktif tutulması gerekir ve bunları da en iyi kitap okutarak sağlayabilirsiniz. Peki, çocuklar için en iyi kitaplar hangileridir? İşte çocukların mutlaka okuması gereken en iyi çocuk kitapları…
Kahraman bir uçak pilotudur. Çocukluğundan beri karşılaştığı zor durumlar nedeniyle hayale ve yaratıcılığa karşı bakış açısı tamamen körelmiştir. Bir gün uçağın motorunun bozulması nedeniyle bir çölün ortasına iniş yapmak zorunda kalır. Çölde yapayalnız ne yapacağını düşünürken sesler gelir ve uykusundan uyandığında karşısında ufacık birini görür. Bu gördüğü kişi Küçük Prens’tir. Küçük Prens, pilottan bir koyun resmi çizmesini istediğinde pilotun çizdiği resmi bir fili yutan yılana benzetir.
Küçük Prens pilottan tekrar bir koyun resmi çizmesini ister. Pilot yeniden koyun resmi çizer ve bu resmi çok beğenen Küçük Prens, pilota kendi yaşam öyküsünü anlatmaya başlar.
Yola çıktığı yerde gülünü bıraktığını ve gezdiği gezegenlerde karşılaştığı farklı karakterdeki insanlarla yaşadıklarını anlatır. Küçük Prens’in en son gittiği gezegende ise bir tilki vardır. O tilki Küçük Prens’e hiç unutamayacağı bir şey söylemiştir. Tilkinin sözü şöyledir;
“Gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.” – Küçük Prens
Küçük Prens’i satın almak için tıklayın.
Phileas Fogg, katı kuralları olan dakik, titiz, kibar ve zengin bir İngiliz’dir. Her şeyi düzenli olan bu adam bir gün dünyanın seksen günde gezilebileceğini söylemiş ve onun bu görüşüne yoğun itiraz gelince herkesin karşı geldiği bu görüşü kanıtlamak ister ve itiraz edenlerle iddiaya girer. Phileas Fogg, yapılmasının mucize gibi göründüğü bu iddiaya karşılık tüm servetini ortaya koymuştur. Bu İngiliz adam dünyayı seksen günde gezmeden önce hiçbir planlama yapmayacak ve havayolunu da kullanmayacaktır.
Tek bir aksilik olduğu anda tüm servetini kaybedeceği bu yolculuk için hazırlık yapmaya başlar. Fakat planlarını bozmaya çalışan dedektif Fix’in farkında değildir.
Phileas Fogg, seksen günde dünyayı gezeceğini iddia ederken hiçbir aksilikle karşılaşmayacağını düşünüyordu fakat her şey beklediği gibi olmadı. Bakalım kitabın sonunda neler olacak…Seksen Günde Devri Alem kitabını okuduktan sonra hayatınızı daha dakik yaşamak isteyebilirsiniz.
İlginizi Çekebilir: Toplumu Aydınlatan Bir Sabah Yıldızı Sabahattin Ali Kitapları
Çocukların mutlaka okuması gereken kitaplardan biri de Dünyanın Merkezine Yolculuk‘tur. Hamburg şehrinde yaşan genç ve çekingen Axel Lindenbrock, yer bilimci ve maden bilimci amcasıyla birlikte çalışıyodur. Bu genç Grauben adında bir genç kıza aşıktır. Bir gün profesör, eski bir el yazması üzerinde yer alan şifreyi bulur ve o günden sonra hayatları tepetaklak olur. Uzun uğraşlar sonucunda Axel Lindenbrock şifreyi çözer. Şifrede Sneffels’in kraterinden aşağıya indiğinde dünyanın merkezine ulaşacağı anlatılıyordur. Axel Lindenbrock, amcası ve bir rehber ile yola çıktığında çok eski dönemlerde yaşamış olan canlılarla karşılaşırlar ve başlarına birçok olay gelir.
İlginizi Çekebilir: Okunan Kitaplar Neden Unutulur?: En Etkili 8 Kitap Okuma Tekniği
Alice’in bir gün bir tavşanın saatine bakıp koşarak uzaklaştığını görüp peşinden gitmesiyle başlar. Tavşanın girdiği delikten giren Alice aşağı doğru düşmeye başladı. Uzun süre düştükten sonra dünyanın öbür ucuna gider miyim diye düşünmeye başladı. Derken bir zemine gelir fakat canı hiç acımaz. Masanın üzerinde gördüğü anahtarı alıp küçük kapıyı açar fakat kapıdan geçemez çünkü kapı aralığına göre gövdesi çok büyüktür. Hemen üzerinde “beni iç” yazan şişeyi alır ve içer. Ardından çok küçülür.
Anahtarı tekrar almak isteyen Alice, çok ağır geldiğini fark eder. Ve daha sonra yerde üzerinde “beni ye” yazan çöreği alıp yer. Bu sefer tekrar büyür fakat beklemediği kadar çok büyümüştür.
Alice, beklenmedik olaylar ve karakterlerle karşılaşır. Yaşadığı her şey çok gariptir. Olaylar böyle süregiderken karşılaştığı kaplumbağa hayatının masalını anlatmasını ister fakat Alice’in kendi masalı çok gariptir. Derken ablasının seslerini duyar. Ablası Alice’in uyanmasını ve kahvaltıya gelmesini söyler. Alice, ablasına çok garip bir rüya gördüğünü söyleyerek gördüğü rüyayı anlatmaya başlar. Ablası da Alice’e rüyasının gerçekten saçma olduğunu söyler. Alice Harikalar Diyarında kitabını satın almak için tıklayın.
3.sınıfa giden Enrico, eski öğretmenini çok özlediği ve onu istediği için yeni öğretmenini pek sevemez. Fakat zamanla yeni öğretmenine alışmaya ve onu sevmeye başlar.
Robetti adında bir küçük çocuk yürürken başka bir çocuğun atlı tramvay yoluna düştüğünü görüp onu kurtarmaya çalışırken kendi ayağı atlı travmayın altında kalır. Bu durumu gören Enrico çok üzülür.
Bir gün babası ölmüş olan Crossi’nin annesini ve onların yaşadığı yoksulluğu görür ve üzülür. Crossi’nin bu yoksulluk içinde derslerine bu kadar özen göstermesi üzerine haylazlık eden diğer çocuklara bir türlü anlam veremez. Özellikle de bu çocuklara sunulan imkanların böyle kötüye kullanılıyor olması onu şaşırtır. Daha sonra Enrico’nun ailesi Crossi’nin ailesine maddi anlamda yardımcı olur ve bu durum Enrico’yu çok sevindirir.
Kitabın sonlarında ise Enrico’nun annesine yaptığı saygısızlık üzerine annesi ve babası ona nasihat eder. Çocuk Kalbi kitabını satın almak için tıklayın.
Charlie’nin Çikolata Fabrikası, fakir bir çocuk olan Charlie’nin hayatını anlatıyor. Charlie, yoksul bir hayat yaşıyor ve harabe bir evde kalıyordur. Evlerinin yanında ise kocaman bir çikolata fabrikası vardır. Charlie bir gün bu fabrikayı görmek ister. Fakat fabrika kapalıdır. Bir gün fabrika yeniden açılır ve çikolataların içine sakladıkları 5 altın bileti bulan çocuklar fabrikaya girmeye hak kazanacak ve fabrika sahibi Willy Wonka ‘nın varisi olacaktır.
Ne yazık ki Charlie çok fakirdir ve çikolata alacak paraları yoktur. Bir gün ailesi ona doğum gününde çikolata alır fakat içi boş çıkınca Charlie çok üzülür. Bir gün yürürken yerde para bularak hemen bir çikolata alır ve çikolatanın içinden altın bilet çıkar.
İlginizi Çekebilir: Dostoyevski Sözleri ve Dostoyevski Kitaplarından Alıntı Sözler [Suç ve Ceza, Kumarbaz, Budala]
Fabrikaya giden 5 çocuk, fabrikayı gezmeye başlar. Diğer 4 çocuk ise açgözlülüğünden kötü sonuçlarla karşılaşırlar. En son tokgözlü olan Charlie’ye ailesini terk etmesi karşılığında fabrikanın sahibi olma teklifi verilmiştir fakat Charlie bu teklifi hemen reddetmiştir. Hiç kimsenin kaçırmayacağı bu teklifi reddeden Charlie’nin karşısında Willy Wonka çok şaşırır.
Bir süre sonra Willy Wonka iflas eder ve Charlie’nin ailesi ise zengin olur. Charlie bir gün ayakkabısını boyattığı adamla Willy ve fabrikası hakkında konuşurken konuştuğu ayakkabı boyacısının iflas eden Willy Wonka olduğunu görür ve Charlie ona en değerli şeyin aile olduğunu öğretir.
Tiyatro harabelerinde Momo adında küçük bir kız yaşıyordur. Yoksul olmalarına rağmen mutlu bir hayat sürerlerken duman adamlar ortaya çıkar. Bu duman adamlar çeşitli kurnazlıklarla insanların zamanlarını çalıyorlardır. Bu durumu engelleyebilecek tek kişi ise Momo’dur. Duman adamların yaşam kaynakları sigaradır. Sigaralar olmadığında duman adamların sonu gelir ve yok olurlar.
Momo, Kassiopeia adında biriyle arkadaş olur. Kassiopeia, Momo’yu duman adamları durdurması için yardım edebilecek Hora Usta’ya götürür. Hora Usta ve Momo, duman adamları yok etmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Hora Usta, Momo’ya zaman çiçeğini vererek duman adamların yaşadığı yere gidip onları yok edebileceğini söyler. Momo, zaman çiçeğiyle duman adamları yok eder ve artık herkes yeniden özgür olur.
İlginizi Çekebilir: Türk ve Dünya Edebiyatının En İyi 10 Aşk Kitapları
5 yaşında küçük bir çocuk olan Zeze, yaramaz olduğu için yaşadığı mahallede “şeytan” olarak adlandırılır. Zeze okumayı çok erken çözmüştür ve onun şeytan olmadığına inanan yalnızca öğretmeni ve ablasıdır. Bir gün Zeze’nin ailesi yoksulluktan dolayı taşınmak zorunda kalır ve taşındıkları yerde Zeze’ye bir portakal ağacı verirler. Zeze bir gün bu portakal ağacının konuştuğunu fark eder ve tüm dertlerini ona anlatmaya başlar. Herkes Zeze’ye yaptığı yaramazlıklardan dolayı şeytan der fakat Zeze, öğretmeninin vazosu boş kalmasın diye uğraşan bir çocuktur.
Portekizli denen adam sürekli mahalleden arabasıyla hava atarak geçer ve bu durum Zeze’yi çok kızdırır. Portekizli’yle anlaşamaz ve ondan kaçmaya başlar. Bir gün Zeze yaramazlık yaparken kendini keser fakat bunu dayak yememek için ailesinden gizlemek zorunda kalır. Okula topallayarak giderken Portekizli onu arabasına alır ve okula götürmek yerine eczaneye götürüp yarasına baktırır. Zeze, Portekizli’nin kötü olmadığını görünce dost olurlar. Artık günleri birlikte geçirmeye başlar ve Portekizli’yi babası gibi gören Zeze’nin sevdiği tek kişi o olur.
İlginizi Çekebilir: Kitap Okumanın Faydaları: Mutlaka Okunması Gereken 40 Kitap Önerisi
Bir gün Zeze’yi sürekli döven babası ve ablası dayağın dozunu öyle bir kaçırır ki, Zeze uzun süre evden çıkamaz. İyileştiğinde kendini trenin önüne atmayı düşünürken Portekizli’nin arabasına trenin çarptığını ve öldüğünü öğrenir. Artık bu hayatta tek sevdiği kişi yoktur. Derken tek derdini anlattığı portakal fidanının da yol yapımı nedeniyle kesileceğini öğrenir fakat bir şekilde hayatına devam etmek zorundadır. Şeker Portakalı kitabını okurken gözyaşlarınıza hakim olamayabilirsiniz…
Şeker Portakalı ile akıllara durgunluk veren Zeze, Güneşi Uyandıralım kitabında artık 11 yaşına gelmiştir. Bir gün Zeze, bir kurbağayla karşılaşır ve kurbağa, Zeze’ye yardım edeceğini söyleyerek onun kalbine girer.
Bir gün Zeze, gittiği filmin başrolü olan Maurice Chevalier’in düşsel babası olmasına karar verir ve Maurice, ona ihtiyacı kalmayacağı güne kadar hep Zeze’nin yanında olacaktır.
Zeze, babasının söylediği bir söz ağrına gittiği için bir çocuğun yaşamaması gereken acıları yaşar. Ve daha sonra yaramazlık yapmaya devam eder. Eski Zeze artık geri dönmüştür. Bir gün acılı bir ruh gibi ormana gidip bağırmaya başlar. Bu bağırışlar herkesin kulağına gider ve nerden geldiğini bulmaya çalışırlar. Bu yüzden Zeze’nin başı belaya girer.
Derken Maurice artık Zeze’yi ziyaret etmemeye başlar ve Zeze’nin kalbindeki kurbağa gitme hazırlıkları yapmaya başlar. Çünkü artık Zeze’nin umut güneşini kendi başına uyandırabileceğini anlar. Zeze artık büyümüş ve aşk duygusuyla tanışmıştır.
Zeze artık büyük bir çocuktur fakat yalnızlığı ve sevgiye olan açlığı hep aynıdır. Zeze’yi özlediyseniz, Güneşi Uyandıralım kitabına bir şans vermelisiniz…
İlginizi Çekebilir: Bebek ve Çocuk Gelişimi Kitap Önerileri
Delifişek, Güneşi Uyandıralım kitabının devamıdır. Delifişek’te Zeze, artık bir yetişkindir. Artık küçükken onun yanında olan hayali arkadaşları da yoktur ve karşısına çıkan her türlü sorunu tek başına çözmek zorundadır.
Zeze’nin vaktini harcadığı tek şey yüzmek ve kızlara kur yapmaktır. Bir süre sonra okulunu da bırakır ve en büyük tutkusu olan yüzmeyle kendini öldürmeye karar verir. Fakat bir balıkçı teknesinin onu fark etmesi üzerine kendini öldürmeyi bile beceremediğini düşünerek vazgeçer. Daha sonra Sylvia ile sevgili olan Zeze, her şeyin güzel gittiği sırada babasının hasta olduğunu ve ameliyat edilmesi gerektiğini öğrenir.
Yüzme yarışlarına hazırlanan Zeze, Tanrı’ya babasını iyileştirirse yüzmeyi bırakacağına söz vermiş. Derken babası ameliyat olur ve Zeze yüzmeyi bırakır. Herkes onun korktuğu için yarışlara katılmadığını düşünür fakat gerçeğin yalnızca Zeze farkındadır.
Babası artık Zeze’ye ilgili davranmaya başlar fakat bir süre sonra Sylvia ile ayrılmasını ister. Sylvia bunu anlayışla karşılar ve ayrılırlar. Bir süre sonra dayanamayıp tekrar barışırlar. Daha sonra çalışıp para biriktiren Zeze, Sylvia’yı da yanına almak ister. Hayat bu işte, Zeze’yi uzak yerlere fırlatır…
İlginizi Çekebilir: Felsefe Kitapları Nasıl Okunmalıdır? En iyi 5 Felsefe Kitabı [✅ÖNERİLER]
Kitap seçerken yemek seçiyor gibi davranırız çoğu zaman. İkisini de aç olduğunuzda alırken doğru seçim yapmamaya meyilli olursunuz. Kitap alırken dikkatli olun ve gerçekten neye ihtiyacınız olduğuna iyi karar verin.
Hayatta başarılı olmanın yollarından biri, diğer insanların yaşadıklarından ders alıp tecrübe edinmektir. Kitap okuduğunuzda kitaplardaki kahramanların yaşadıklarından ders alabilir ve hayat tecrübesi edinebilirsiniz.
Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için zihninizi çok fazla yormayan, akıcı ve rahatlıkla okuyabileceğiniz kitaplardan başlayabilirsiniz.
Kitap okuyan insanlar, zihinlerini sürekli aktif tuttukları için daha zeki ve daha başarılı olurlar.
Dostoyevski tarafından kaleme alınan Suç ve Ceza romanı, 12 yaş ve üzeri için uygundur.
Okumak, empati kurma yönünü geliştirerek insanları daha iyi anlayabilmenizi sağlar. Bu da sosyal hayatınızda, iş hayatınızda ve farklı alanlarda rahatça ve kendinizden emin bir şekilde iletişim kurabilmenizi sağlar.
Kitap okumak için belirli bir sınır belirlenmemeli fakat her gün 20 sayfanın üstünde okumanız hem gelişiminiz açısından daha faydalı olacak hem de sizi çok yormayacaktır.
Kitap okumak, bireysel gelişimin en etkili yol arkadaşı ve toplumun uygarlaşmasını sağlayan bir yapı taşıdır.
Kitap okumak özgüven geliştirir. Çünkü farklı farklı konulara hakim olur ve birçok hayat tanırsınız. Haliyle de kendi benliğinizi daha kolay keşfeder ve hayatta daha emin adımlarla ilerlersiniz.
Kitap okumak gözü bozmaz, yalnızca yorar. Zararlı ışıkların altında okunan kitap gözü yorar fakat dinlendiği takdirde yeniden eski haline dönecektir.
Kitap okuyan insanların analitik zekası zamanla daha çok gelişir. Ve analitik zekaları geliştiği için de matematikte daha başarılı olurlar.
Kitap okuyan çocukların düşünme becerisi gelişir ve hafızası güçlenir. Bu da dersleri daha kolay anlamalarını ve derslerinde daha başarılı olmalarını sağlar.